İdam Cezasının Cinayetler Üzerinde Caydırıcı Etkisi Var Mıdır?
Cinayetlerin had safhada olduğu günümüzde idam cezası sürekli gündeme gelmektedir. İnsanlar idam cezasının cinayet oranlarını azaltacağını düşünmektedirler. Bu nedenle neredeyse her kesimden insanlar idam cezasının gelmesini istemektedirler. Ama acaba gerçekten idam cezasının cinayet üzerinde caydırıcı etkisi var mıdır?
Bu konuda
yapılan araştırmaları ve makaleleri burada sunarak idamın caydırıcı etkiye
sahip olup olmadığını göstermeye çalışacağım. Yazının çok uzun olmaması için
makalelerin sonuç kısımlarını ve kaynaklarını vereceğim. İsteyenler makaleleri
inceleyebilirler.
“On
yıllardır idam cezasının olduğu bölgeler olmadığı bölgelere göre daha yüksek
cinayet oranlarına sahiptir. 1973-1984 yılları arasında elde edilen veriler
idam cezasının olmadığı bölgelerin %63 ile idam cezasının olduğu bölgelere daha
düşük olduğunu göstermiştir. Bu araştırmada herhangi bir caydırıcılık etkisi
gözlenmemiştir-belki olabilir fakat diğer faktörler tarafından maskelenmiştir.”
(1)
“Bu tür
karşılaştırmalar Thorsten Sellin tarafından 1920-1958 yılları arasında da
yapılmıştır. Sonuçlar şöyledir: …
2)
Karşılaştırdığımız bölgeler neredeyse aynı sosyal ve ekonomik şartlara
sahiptir. …
3)
Karşılaştırdığımız idam cezasının olduğu ve olmadığı bölgelerde cinayete
eğilim oranı benzerdir. Kaçınılmaz sonuç idamın caydırıcı etkiye sahip olmadığı
yönündedir.” (2)
“İki tip
araştırma da 1967’den beri değişen idamın uygulanma pratikleri de göz önüne
alınarak başka araştırmacılar tarafından tekrarlanmıştır. Sonuç –idam cezasının
caydırıcı etkiye sahip olmadığı—değişmemiştir.” (3)
“Yüzyılın
son çeyreğinde araştırmacılar yeni verilerin analiz edilmesi ve eski verilen
gözden geçirilmesini daha gelişmiş tekniklerle yapmışlardır. Çok az istisnalar
dışında –örneğin bir sonraki araştırma- sonuç eski bulgularla tutarlıdır.” (4)
“1970’li
yılların ortalarında genel durum idamın caydırıcı etkiye sahip olmadığı
yönündeydi. Ekonomist Isaac Ehrlich’in araştırması bu kalıbı kırdı. Ehrlich
1933-1969 arasında Amerika’daki idam-cinayetle ilgili verileri bazı sosyal
faktörleri –işsizlik ve kişi başına düşen milli gelir gibi- de katarak yeniden
inceledi ve idam-cinayete ilişkin bir matematiksel model kurdu. Modeli
cinayet-idam oranları arasında küçük bir negatif ilişkiyi açığa çıkardı,
kendisi bunun istatistiksel olarak önemli olduğunu düşünüyordu. Ehrlich ‘Bu
gözlemler ışığında idam cezasının potansiyel katiller üzerinde eşsiz bir
caydırıcı etkiye sahip olduğu kimse tarafından reddedilemez.’ Sonucuna
varmıştır.” (5)
“Ehrlich’in
verileri yakın zamanda farklı araştırmacılar tarafından çalışıldı ve onun
sonuçları yeninden gözden geçirildi. Peter Passoll ve John Taylor,
Ehrlich’in gözlemlediği idam ve cinayet arasındaki negatif ilişkiye
odaklandılar ve eğer araştırma için seçilen zaman periyodu değişse ne olur diye
sordular. Onun modele ilişkin değişken varsayımlarını deneye tabi tuttular. İki
durumda da modelin büyük kısmı değişmemesine rağmen, caydırıcı etki tamamen
kayboldu. Passoll ve Taylor Ehrlich’in çalışmalarından idamın caydırıcı etkiye
sahip olduğu yönünde geçerli bir sonuç çıkmayacağı sonucuna vardılar.” (6)
“Başka bir
araştırma grubu, William Bowers ve Glen Pierce, Ehrlich'in araştırmaları konusunda aynı sonucu buldular.” (7)
“Başka bir
ihtimal düşmanları öldürmenin yasallığının cinayeti teşvik ettiğini öneren
“acımasızlaştırma hipotezi”. Londra ve New York’ta yapılan araştırmalar yüksek
tanıtımlı idamların cinayeti azaltmak yerine arttırdığını gösterdi.” (8)
“İstatistiksel
bulgular ve durum araştırmaları idamın cinayet üzerinde hiçbir caydırıcı etkiye
sahip olmadığını kanıtladı.” (9)
Sonuç olarak bilimsel araştırmalar neredeyse şüpheye yer bırakmayacak şekilde idam cezasının cinayetler üzerinde herhangi bir caydırıcı etkiye sahip olmadığını defalarca ortaya koymuştur. Hatta kimi araştırmalar idam cezasının cinayetleri arttırıcı bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bu araştırmalardan yola çıkarak cinayetleri önlemek için idam cezasını caydırıcılık temelinde savunmanın makul olmadığının açık olduğu, cinayetleri engellemek için daha makul alternatif çözüm arayışına girmemiz gerektiğini söyleyebiliriz.
(1) Data from Ruth Peterson and William Bailey, "Murder and capital punishment in the
evolving context of the post-Furman era," Social
Forces, March 1988, pp. 774-807. The exception to this pattern is the
District of Columbia, which has no death penalty and very high homicide rates.
(Of course D.C. is not a state, and special circumstances apply.)
( (2)T Sellin, The Death
Penalty (1959).
( (3) See Peterson and Bailey, op. cit. in note 3.
(4) A recent investigation is Bailey and
Peterson, "Murder, capital punishment, and deterrence: a review of the
evidence and an examination of police killings," Journal of Social
Issues, summer
1994, pp. 53-74.
(5) "The deterrent effect of capital
punishment: A question of life or death," American Economic
Review June 1975, pp. 397-417.
(6) "The deterrence controversy: a
reconsideration of the time series evidence," in Capital
Punishment
in the United States, H. Bedau and C. Pierce, editors, 1976.
((7) "The illusion of deterrence in Issac
Ehrlich's research on capital punishment," Yale Law Journal,Dec.
1975, pp. 187-208.
(8) William Bowers and Glenn Pierce,
"Deterrence or brutalization: what is the effect of executions?"
Crime and
Delinquency, Oct. 1980, pp. 453-484.
(9) The Deterrent Influence of the Death
Penalty/Karl F. Schuessler/1952
Yazıda
yararlandığım ekstra kaynak: //www.dartmouth.edu/~chance/teaching_aids/books_articles/JLpaper.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder